5 Mayıs 2014 Pazartesi

 Gündemden düşmeyen çocuk istismarı vakalarını yorumlayan çocuk hakkı savunucuları ve avukatların somut

önerileri var: Erken uyarı sistemi kurulsun, çocuk izleme merkezleri yaygınlaşsın, 18'inden önce evlilik yasaklansın. Son günlerde peş peşe gelen ölüm haberleri Türkiye’nin bir türlü çözemediği çocuk sorununu bir kez daha gündeme taşıdı. 2014 yılının başından bu yana 13 çocuk ölü bulundu. Geçen hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam “Çocuklara çığlık atmayı öğretin” dedi, ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çocuk istismarının cezası olarak idamdan bahsetti.
 Cinsel istismar suçlarıyla ilgili cezaları yeniden düzenleyen kanun tasarısının meclis gündemine gelmesi beklenirken, sorunun çözümünü çocuk hakkı savunucusu uzman ve avukatlardan dinledik. Çocuk istismarı vakalarında ‘çocuk bağırmadı, şikâyet etmedi’ gibi gerekçelerle ceza indirimlerine gidilmemesi gerektiğini belirten çocuk hakkı avukatları, yine de ceza yerine önleyici tedbirlere odaklanılması gerektiği görüşünde. Öneriler arasında çocuk istismarına dair verilerin düzenli toplanması ve erken uyarı sistemi kurulması, çocuk izleme merkezlerinin yaygınlaştırılması var. Ayrıca 18 yaşından önce evliliğin bütünüyle yasaklanması gerektiği belirten uzmanlar, “Çocuk bir cinsel obje olarak görüldüğü sürece bu vakalar sonlanmayacak” diyor.

1)VERİ TOPLAMA VE ERKEN UYARI SİSTEMİ 
Çocuk hakları avukatı Seda Akço: “Verisi olmayan sorunu nasıl çözeceğiz? Çocukların cinsel istismarı suçunu düzenleyen TCK’nın 103. maddesinden yargılanan kişi sayısını bulabiliyoruz, fakat bu vakaların ne kadarı ensest, faillerin yüzde kaçı kamu görevlisi gibi kritik bilgilere bile ulaşamıyoruz. Tüm bunlara dair devletin resmi veri tutması, bu şekilde takip ve erken uyarı sistemi oluşturması gerekiyor.” Gündem Çocuk Derneği’nden Mehmet Onur Yılmaz: “Türkiye’de bu konuda devletin tuttuğu sağlıklı istatistik olmadığı için vakalarda bir artış olup olmadığını söylemek imkânsız. Özellikle de aile içi cinsel istismar söz konusu olduğunda vakaların görünmez olmasının en büyük sebebi de devletin bu verileri tutmaması. Toplanacak veriler kapsamlı bir çocuk politikası oluşturularak kurumlar arasında kordinasyonla değerlendirilmeli.

2)ÇOCUKLARLA ÇALIŞANLAR UZMANLAŞMALI 
Çocuklara Yönelik Ticari Cinsel Sömürü ile Mücadele Ağı Koordinatörü Avukat Şahin Antakyalıoğlu: Çocuk Koruma Kanunu’ndaki en önemli mekanizma ‘koruyucu ve destekleyici tedbirler’dir. Ancak bunlar kanunun öngördüğü şekilde çabuk ve etkili uygulanmıyor. Çocuk adalet sistemine ilişkin polisten savcıya birçok kamu görevlisine eğitim verildi ama bunlar çok sınırlı kaldı ve eğitim sonrasında performans denetlenmediği için etkili olamadı. Bu esasları uygulamayan idari personel cezalandırılmalı.” Avukat Seda Akço: “Servis şöföründen öğretmenine çocukla çalışan herkesin uzmanlaşması, istismar nedir, nasıl fark edilir, kime müracat edilir gibi konularda bilgilendirilmesi gerekir. Geçen sene yaptığımız bir haber taramasında çocuğa yönelik istismar suçunu işleyen öğretmen sayısının çok fazla olduğunu gördük. Birçok vakada öğretmen “Evlenmiştik, evlenecektik” diye kendisini savunabiliyor, oysa böyle bir savunma aklına bile gelmemeli.”

3)KANUNLAR DÜZENLENMELİ
 Avukat Seda Akço: Ceza hukuku araçlarını en son devreye sokmak gerekiyor, başka mücadele stratejileri kullanmadan ceza hukukunu tek araç olarak kullanırsak burada kastrasyon, damgalama gibi aşırı şiddet içeren örneklerle karşılaşırız. Ancak çocuk istismarı davalarında etkin ve adil yargılanma yapılmamasını da eleştiriyoruz. Örneğin bir ensest vakasında Yargıtay “Çocuk bağırmadı, yardım istemedi, rıza var” diyerek bunları hafifletici etken olarak kullandı. Kanunda ensestte ayrı düzenleme yapılmalı, ayrıca kamu çalışanları için de ayrı düzenleme yapılmalı. Kanunun uzmanlar arasındaki bilgi paylaşımını da düzenlemesi gerekli. Örneğin çocuk doktoru veya öğretmen olası bir istismar fark etti, kimi bunu bildiriyor kimiyse bildirmiyor. Uzman bunu hangi şekilde, hangi kurumla paylaşacak buna dair esaslar kanunla düzenlenmeli.” Avukat Şahin Antakyalıoğlu: “Yasaların ivedi şekilde düzeltilmesi gerekir. Örneğin bazı hâkimler bir yetişkinin çocuğa dokumasını istismardan saymayabiliyor, bundan dolayı 3 yıllık ceza vermek istemeyebiliyor. Sanığa “bir daha yaparsan karşıma gelme” deyip delil yetersizliğinden beraat veriyor. Kanunda cinsel istismar tanımında da yaşla ilgili bir sıkıntı var. 15 yaşından büyük çocuklarda, çocuğun istismar edildiğine yönelik şikâyet varsa ama çocuk bunu kendisi dile getirmiyorsa, savcılar çoğunlukla soruşturma açmıyor. Oysa söz konusu 16 yaşında, zorla evlendirilmiş, intihar girişiminde bulunmuş, baskı altında tutulan bir kız çocuğu olabiliyor… Burada yaş kısıtlaması olmadan soruşturma yürütülmeli.”

4)ÇOCUK İZLEME MERKEZLERİ VE SIĞINMA EVLERİ YAYGINLAŞMALI 
Avukat Seda Akço: Çocukların tehlike hissedince kapısını çalıp gidebileceği, hiçbir prosedür olmadan kendisini atabileceği merkezler, sığınma evleri her ilçede açılmalı. Ayrıca bu merkezler, toplumda güven uyandıracak şekilde işletilmeli. Örneğin savcılar bazen aile içinde istismara maruz kalan çocukları, özellikle de kız çocuğuysa, “Daha beter olur” diye düşünerek bu kurumlara yerleştirmek istemeyebiliyor. Almanya’da çocuk koruma sistemi çok güçlü, en ufak ihmalde ilgili birim çocuğun dibinde bitiyor ve duruma müdahale ediyor. Türkiye’den Almanya’ya giden bazı aileler sistemi “örf ve adetlerimizle bağdaşmıyor” diyerek eleştiriyor ama bu aslında iyi bir koruma örneğidir. Toplum bilir ki çocuk herhangi bir konuda şikayetçi olursa devlet o çocuğun arkasındadır.” Avukat Şahin Antakyalıoğlu: “Şu anda 14 ilde bulunan Çocuk İzleme Merkezleri her ilde kurulmalı. Kurulan yerlerde de personel ve donanım eksikliği var, örneğin hepsinde çocuk psikiyatristi yok.”

5)18 YAŞINDAN ERKEN EVLİLİK YASAKLANMALI 
Avukat Şahin Antakyalıoğlu: Türkiye’de hâlâ mahkeme kararıyla 16 yaşında bir kız çocuğu 80 yaşında bir
erkekle evlendirilebiliyor. Yasalarda açık açık ‘erken evlilik suçtur ve yasaktır’ denilmeli ve 18 yaşın altında evliliğe izin verilmemeli.” Avukat Seda Akço: Çocukların cinsel partner olarak kabul edildiği kültürle mücadele edilmesi gerekir. 15 yaşında çocukla evlenileceğini düşünen insan cinsel ilişkiye de rıza göstereceğini düşünebilir.

6)ÇOCUKLAR EĞİTİLMELİ 
Avukat Seda Akço: “Esas koruma çocuk güçlendirilerek ve eğitilerek olur, çığlık da doğru bir öneridir. Ancak bunlar her istismarı çözmez, örneğin sınıfın ortasında öğretmenin tokat attığı bir çocuk veya babasının cinsel istismarına uğrayan bir çocuk söz konusuysa…” Avukat Şahin Antakyalıoğlu: “Türkiye, ‘Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni 2010’da onayladı fakat bunun gereğini yapmıyor. Bu kapsamda ceza yasasının sözleşmeye uygun hale getirilmesi, çocuklara eğitimler verilmesi, tüm bunlarda STK’larla işbirliği yapılması lazım.

BİLGİLER www.radikal.com.tr den ALINTI.

Yorumlarınızı Yazmayı Unutmayın

Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

FACEBOOK'TA BİZ

Blogger tarafından desteklenmektedir.

ARŞİVİMİZ

POPÜLER YAZILAR

- Copyright © basit görüşLER -Metrominimalist- Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -